İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar nelerdir?

23 Nisan 1920 günü Ankara’da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, 2 Mayıs 1920 tarihinde 11 bakandan oluşacak hükümetin kurulması ile ilgili 3 numaralı kanunu kabul etmişti. Bu hükümette kurulan bakanlıklardan biri de İktisat Bakanlığı idi.
iktisatkongresi
Hükümetin programında mali ve ekonomik meseleler üzerinde önemle durulacağı belirtilmişti. 1920-1922 yıllarında Türkiye, Kurtuluş Savaşı içinde bulunduğundan dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin bu dönemdeki asıl amacı bağımsızlığa kavuşmak ve düşmanları bertaraf etmekti. Savaş nedeni ile hükümet o sıralarda üretim ve endüstriye yatırım yapacak durumda değildi. Ancak zaferin ekonomik bağımsızlığa taçlandırılacağı belirtiliyordu.
Lozan Barış görüşmelerinin 4 Şubat 1923’te anlaşmazlıklar nedeni ile kesildiği sırada Türkiye’de ekonomik alanda faaliyet gösteren her meslek grubundan temsilciler Yeni Türk Devletinin ekonomik durumunu görüşmek üzere İzmir’de bir araya gelmişlerdir. Çiftçi sanayici tüccar ve işçi kesimlerinden toplam 1135 kişinin katılmıştır.

İzmir iktisat kongresi 1923 yılının Şubat ayında Kazım Karabekir’in başkanlığını yaptığı bir kongredir. Mustafa Kemal’in açılış konuşmasıyla başlamıştır. Bu konuşmasında Mustafa Kemal Paşa şunları söylemiştir:”Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılamazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz az zamanda söner”. Ayrıca konuşmasında Mustafa Kemal, Osmanlının çöküş sebeplerinin başında yabancılara tanınan ve ülkeyi bir yarı sömürge haline getiren kapitülasyonlar gibi hukuki ayrıcalıkları sıraladıktan sonra ‘’kanunlarımıza riayet etmek şartıyla ecnebi sermayelerine lazım gelen teminatı vermeye hazırız’’ demiştir.

Bu kongrede, yeni rejimin karşılaşabileceği bütün iktisat politikası sorunları tartışılmıştır. Çiftçi, sanayici, tüccar ve amele gruplarının blok oylarıyla ekonomiye yön verecek olan kararlar alınmıştır. Kongre, milli mücadele yıllarında Ankara ile tam bir bağlantı kuramamış İzmir ve İstanbul’un Türk-Müslüman sermaye çevrelerinin siyasi iktidarla kaynaşmalarında önemli bir adım olmuştur.

Bu kritik dönemde ekonomik sorunları düzenlemek için kararlar alan İzmir İktisat Kongresinde savaşlardan yorulan halka, ekonomik anlamda vermek ve harap olan yurdu yeniden kalkındırmak için yapılması gerekenleri tespit etmek amaçlanıyordu. İzmir İktisat Kongresi sonunda; kongreye katılanlar oybirliği ile Misak-ı İktisadı kabul ederek, modern ve müreffeh Türkiye için canla başla çalışmaya and içti.

Genel olarak, kalkınmacı, yerli ve yabancı sermayeyi ve piyasaya dönük çitçiyi özendirici, ekonomik hayatın denetiminin milli unsurlara geçmesini kolaylaştırıcı ve ılımlı bir korumacılığı öngören amaçlar çerçevesinde hareket edilmiştir. Kongreye İstanbul tüccarının sürüklediği ticaret burjuvazisi ile toprak unsurları egemendir.
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararları şu şekilde özetlemek mümkündür:

1- El işçiliği ve küçük işletmelerden derhal fabrikasyon sisteme geçilmelidir.
2- Devlet yavaş yavaş ekonomik gücü olan organ haline gelmelidir. Özel sektör tarafından kurulan teşebbüsler devlet tarafından mutlaka desteklenmelidir.
3- Özel teşebbüse destek ve kredi sağlayacak iki devlet bankası kurulmalıdır. (Bu bankalar kısa sürede kurulmuştur.)
4- Dışarı ile rekabet edebilmek için sanayi bir bütünlük içinde kurulmalıdır. Yabancıların tekellerinden kaçınılması gerekmektedir.
5- Demir yollarının kısa sürede yapılmasına başlanmalıdır.
6- İşçilere amele değil işçi denmelidir.
7- Sendika hakkı tanınmalıdır.

Kongre “Misak-ı İktisadi” (Milli Ekonomi İlkesi)yi kabul etmiş ve nihayetinde de yukarıda özetlenmeye çalışılan kararlar ortaya çıkmıştır. Bu kongre kararları ile ekonomik gelişmemiz ve kalkınmamız, milli bağımsızlığımız içinde sağlanacaktır.Temel hedef siyasal bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığın da sağlanması hedeflenmiştir.

Kongre bilime ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma uyan halka uygun hayal ürünü olmayan gerçekçi çözümler getirmiştir. Zaten Misak-ı İktisadinin taşıdığı bir diğer anlam büyük devletlerin ekonomik boyunduruğu altına girmeden kendi kaynak ve çabalarımızla kalkınmanın sağlanması yani ekonomik bağımsızlığa kavuşulmasıdır. 1920 ile 1933 yılları arasında dönem yeni Türk devletinin ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda kalkınmaya hazırlık dönemi olmuştur.

İzmir’in Kurtuluşundan 5 ay sonra ve Lozan Antlaşmasının imzalanmasından 4 ay önce toplanan Türkiye İktisat Kongresi Anadolu kurtuluş hareketinin iktisadi yönünü göstermesi bakımından, son derece önemlidir.
1923 Türkiye İktisat Kongresinde ATATÜRK ne devletçi ve ne de özel sermayeye dayalı herhangi bir hazır reçete önermemiştir. Çözüme varmak için bir arayış içine girilmiş, dışarıdaki çeşitli deneyimler incelenip içerideki tartışma ve gelişmeleri değerlendirerek sonuca gidilmek istenmiştir. 17 Şubat 1923 günü toplanan İzmir İktisat Kongresinin açılış konuşmasında Mustafa Kemal, ekonomik bağımsızlığın önemine dikkat çekmiştir.

Türkiye İktisat Kongresi’nde çiftçilerin ekonomik problemlerine büyük önem verilmiş ve bu konuda bazı esaslar tespit edilmiştir. Çiftçinin eğitilmesine büyük önem verilmiştir. 1924 tarihli Silah Altına Alma Yasası ile ordunun askere alınan köylülere, askerlik hizmetleri sırasında tarım makinaları ve yeni yöntemleri öğretmeleri öngörülmüştür.

Bir Cevap Yazın