Grev Nedir?

Belirli bir grubun hak arayışına yönelik yaptığı etkinlik olarak tanımlanan grev şehir, bölge ya da ülke genelini kapsayabilir. Grevleri düzenleyen toplulukların bir takım siyasi hedefleri olabileceği gibi yapılan grevler tamamen ekonomik nedenlere de dayanıyor olabilir. Greve katılan bireylerin sayısına göre boyutları gelişen grevler hem siyasi hem de ekonomik çıkarların savunulması için de yapılabilir. Grev; bir iş yerinde üretimi gerçekleştiren çoğunluğun ya da üretimde kullanılan ve hayati derecede önemli olan araçları kontrol eden çalışanların ortaklaşa karar alarak işlerine ara vermesidir. İş yerinin üretimine devam edememesine neden olan bu etkinlik, uzun vadede işverenin iş yerini tamamen kapatmasına neden olur.

Tarih boyunca birçok farklı ülkede çalışan işçiler haksızlıklara uğradıkları için genel grev yolu ile haklarını aramak istemiştir. Ülkemizin yakın tarihinde de görülen genel grevlere katılım çok büyük olmuş ve grev yapan topluluğa işçilerin aileleri ve destekçileri de eklenmiştir. Tarih boyunca düzenlenen bazı grevler çok büyük çapta işçinin işlerine ara vermesine neden olduğundan belirli dönemler oluşmasına dahi neden olmuştur. Örneğin 1934 “tekstil grevi”, bu sektörde çalışan neredeyse tüm işçilerin işlerini bırakmasından ötürü sektörün tamamen durma noktasına gelmesini sağlamıştır. Günümüzde demokrasinin uygulandığı veya uygulanmaya çalışıldığı bazı ülkelerde grev işçiler için bir hak olarak görülürken, bazı ülkelerde grev yapmak hala yasaklanmıştır.

Ülkemizde işçilerin greve gidebilmesi için belirli şartların oluşması gerekir. Kanuni bir hak olarak grevin kullanılması için ortada toplu bir menfaat olması gerekir. Ayrıca anlaşmazlık konusunda işçilerin ve işverenin herhangi bir uzlaşmaya varamaması durumunda grev hakkı doğmaktadır. Ancak ülkemizde de “genel grev, siyasi grev ve dayanışma grevi” yasaklanmıştır. Tüm bunların ötesinde bilhassa bazı sektörlerde çalışan işçilerin grev yapması tamamen yasaklanmıştır. Örneğin; sağlık sektörünün bazı dallarında çalışanların grev yapması yasaklanmıştır. Zira bu kişilerin işlerini bırakarak greve gitmesi çok sayıda insanın ölümüne neden olabilmektedir.

Yapılan araştırmalar insanoğlunun yüzyıllar öncesinden bugüne grev yaptığını ortaya çıkartmıştır. M.Ö. 494 yılında Antik Roma’da görülen iş bırakma eylemi, bilinen ilk grev türü olmuştur. Devam eden yüzyıllarda işçiler genel greve gitmek için bazı organizasyonlar yapmaya çalışsa da bu tür direnişler kısa süre içinde bastırılmıştır. 19. yüzyıldan itibaren Sanayi Devrimi’nin etkisiyle fabrikaların kapasitesi ve önem artınca işçiler de kendi aralarında organize olarak, yeni örgütler kurmaya başladı. Devam eden yıllarda sendika gibi yeni kavramların ortaya çıkmasına neden olan işçiler, greve gitmenin bir hak olduğunu kabul ettirmeyi de başardı.

 

Bir Cevap Yazın