Gökkuşağı nedir, nasıl oluşur?

Binlerce yıldır insanoğlunun merak ettiği ve açıklayamadığı pek çok olguda olduğu gibi “mucize” olarak nitelendirdiği gökkuşakları, başta Antik Yunan olmak üzere birçok farklı toplumda mitolojik hikayelere dahi konu olmuştur. Türk kültüründe gökkuşaklarına “alakuşak ve alkım” gibi isimler verilmiş ve tıpkı diğer toplumlarda olduğu gibi bu ilginç doğa olayı doğaüstü güçlerin işareti olarak görülmüştür. Bilinen medeniyet tarihi boyunca var olmuş toplumların gökkuşaklarına birçok farklı anlam yüklediği söylenebilir ancak genel olarak tüm toplumlarda gökkuşakları tanrıların yeryüzüne inmek ya da insanoğlu ile haberleşmek için kullandığı araçlar olarak görülmüştür. Bilim ve tekniğin ilerlemesi ile gökkuşağı oluşumunun nasıl gerçekleştiğini anlayan insanoğlu, güneş ışınlarının havadaki su ve gaz kümeleriyle etkileşimi sonucunda bu doğa olayının gerçekleştiğini görmüştür.

Güneşten çıkarak dünyamıza gelen ışınların atmosfere girmesi ile birlikte yağmur damlaları ya da gaz kümeleriyle karşılaşması sonucu gelişen bir doğa olayı olan gökkuşağı, güneş ışınlarının kırılarak yansıması sonucunda ışık tayfında yer alan renklerin yay şeklinde görülmesidir. Çok sık rastlanmayan bir meteoroloji olayı olması, gökkuşaklarının günümüzde dahi insanlar tarafından hayretle ve büyük beğeni ile karşılanmasına sebep olmaktadır. Işık tayfında yer alan turuncu, sarı, yeşil, kırmızı, mor, mavi ve lacivert renkler, gökkuşağındaki muazzam görselliğin oluşmasını sağlar. Yeryüzünden bakıldığında büyük çoğunlukla yay şeklinde görülen gökkuşaklarına bir uçaktan bakıldığında ise çemberi andıran bir görünüm fark edilir.

Gökkuşaklarının yay şeklinde görülmesi tamamen gözlemcinin bulunduğu yer ile alakalı bir durumdur. Yüksek bir dağın tepe noktasından ya da yüksek irtifada uçan bir uçaktan aşağı doğru bakıldığında konik bir yapı görülecektir. Ayrıca gökkuşaklarının genellikle ikindi vakitlerinde görülmesinin sebebi, güneş ışınlarının bu saatte dünyaya ulaşma açıları ile ilgilidir. Tipik bir gökkuşağında turuncu, yeşil, kırmızı, mavi ve mor renkler görülür. Tipik olarak nitelendirilen bu gökkuşaklarının merkez açısı yaklaşık olarak 42º civarındayken, kırmızı renk dış bölümde ve mor renk de iç bölümde yer alır. Bilimsel incelemeler sonucunda gökkuşağı oluşumu hakkında daha detaylı bilgi edinen bilim insanları, güneşin ufuk çizgisine olan yüksekliğinin 52 dereceyi geçmesi halinde gökkuşağının oluşamayacağını saptamıştır.

Dünya üzerinde farklı tiplerde görülebilen gökkuşakları, yalnızca kırmızı ve yeşil renklerin görüldüğü küçük kuşaklar şeklinde de oluşabilir. Sis tanecikleri ve yağmur damlalarının içinden geçen güneş ışınlarının kırılarak dağıtılması, su damlacıklarının ya da sis partiküllerinin büyüklüğüne göre renk değişimi gösterir. Büyük su damlacıklarının içinden geçen güneş ışınları renkleri daha belirgin olan bir gökkuşağı oluşmasına neden olacaktır.

Bir Cevap Yazın