GDOlu ürünlerin neden olduğu hastalıklar nelerdir?

Kısaca GDO olarak bildiğimiz genetiği değiştirilmiş organizmalar insan sağlığı açısından büyük tehlike arz etmektedir. GDO’lu gıda ve yemlerin kanıtlanmış olan zararları bilim insanları tarafından ortaya konmuştur. Bu ürünler insanlara vermiş olduğu zararlar ve neden oldukları hastalıklar şunlardır:
genetigi-degistirilmis-organizmalar-neden-uretiliyor
1- 2005 ve 2006 yılları arasında, Rusya Bilimler Akademisi’nin bilim adamları Genetiği Değiştirilmiş (GD) soya ile fareleri beslemişler. Bu fareler, aşırı derecede küçük yavrular doğurmaya başlamıştır. Yavruların yarısından çoğu 3 hafta içinde ölmüştür. Bu deney GDO’lu ürünlerin erken ölüme nende olduğunu göstermektedir. Yine 2001 ve 2002 yılları arasında, Almanya’nın Hesse bölgesinde GDO’lu mısır yedirilen bir düzine inek ölmüştür. . 2002 yılında, Aventis firması’nın İngiliz karar mercilerine göndermiş olduğu veriler, GDO’lu mısır ile beslenen tavukların ölme ihtimalinin diğerlerine oranla iki kat daha fazla olduğunu göstermiştir.

2. 2004 ve 2005 yılları arasında, Hindistan’ın Madya Pradeş bölgesinde GDO’lu pamuğa maruz kalmış olan yüzlerce tarım işçisi ve pamuk üreticisi, Madya Pradeş, Hindistan, pamuk işleyicileri ciddi alerjik rahatsızlıklar yaşamışlardır. Buda gösteriyor ki bu ürünler bir takım alerjik hastalıklara neden olmaktadır. 11 Aralık 2003 tarihinde Rusya’da bir grup bilim adamı son üç yıl içerisinde allerji belirtisi gösteren hastaların sayısında yaklaşık 3 kat artış olduğunu ve bunun nedenin Genetiği Değişmiş Ürünler‘in (GDÜ) tüketimi olabileceğini belirtmişlerdir. GDO’lu ürünlerin bazı alerjilerin nedeninin bulunmasını zorlaştırmaktadır. Çünkü bir çok ürün özünden uzaklaştırılmıştır.

3. 2005 ve 2006 yılları arasında, Hindistan’ın Andra Pradeş şehrinin Warangal bölgesinde, dört ayrı köyde GDO’lu pamuk hasat artıklarını yemiş olan binlerce koyun ölmüştür. Doğal olmayan ürünleirn ölüm riskini artırdığına en güzel örnektir.

4. 2005 yılında, Canberra, Avustralya’daki Commonwealth Scientific and Industrial Research Organization‘daki bilim insanları, normal haliyle zararsız bir protein içermekte olan bir transgenik fasulyeyi farelerde test etmişlerdir. GDO’lu fasulye, farelerin akciğerlerinde iltihaplanmaya yol açmış ve fasulyenin içine katılan yabancı proteinin, diğer besinlerdeki proteinlere karşı da hassasiyeti kışkırttığı ortaya çıkmıştır. Yani GDO2lü ürünler tüketmek akciğer iltihaplanmasına davetiye çıkartmaktadır.

5. İtalya’daki Urbino, Perugia ve Pavia Üniversitelerindeki bilim adamları, 2002 yılından 2005 yılına kadar yayınlamış oldukları raporlarda GDO’lu soyalar ile beslenen genç farelerin pankreas, akciğer ve testis hücrelerinin olumsuz etkilendiğini ortaya koymuşlardır. GDO’nun insanların iç organlarına da bu derece zarar vereceği aşikardır.

6. 2003 yılında, Filipinlerin güneyinde yaşayan köylüler, Monsanto’nun GDO’lu ve hibrit mısırları çiçeklenmesi ile, bir takım hastalıklara yakalanmışlardır. Köylülerin kanlarında bu ürüne karşı koyan antikorlar tespit edilmiştir.

7. 1998 yılında, İskoçya’da Arpad Pusztai ve arkadaşları GDO’lu patates ile beslenen farelerin bütün organ sistemlerinde hasar oluştuğunu tespit etmişlerdir. GDO2lu ürünlerin organların fonksiyonlarını yitirmesine neden olmaktadır. Yine Mısır’daki bilim adamları benzer etkileri GDO’lu patatesle beslenen farelerin bağırsaklarında tespit etmişlerdir.

8. ABD Gıda ve İlaç Kurumu’nun (FDA) 1990’lı yılların başındaki yayınladığı verilerde, GDO’lu domates ile beslenen farelerin midelerinde küçük delikler meydana geldiğini ortaya koymaktadır.

9. Antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşturması GDO’2lu besinlerin diğer bir zararıdır.

10. Bugüne kadar hiçbir bilim insanı GDO’lu ürünler insanda şu kansere sebep olmuştur şeklinde açıklamalarda bulunamamıştır. Bunun nedeni ise etkinin hemen görülmemiş olmasıdır. GDO’lu ürünlerin kanser riskini artırdığı bilinmektedir.

Amerikalı Prof. Dr. John Fagan, GDO’lu ürünlerin solunum bozukluğu, ciltte kızarıklıklar, nezle, göz nezlesi, baş ağrısı, hatta şok etkisine yol açarak ölüme bile neden olduğunu söylemiştir.

Ancak asıl sorun şudur ki kimi çevreler ve ülkeler sadece kendi menfaatleri için bütün canlıların hayatını riske atmaktadırlar. Bunun önünün bir an önce alınması ve genetiğin değiştirilmesinin bir an önce önüne geçilmesi gerekmektedir.

Bir Cevap Yazın