Faik Baysal kimdir?

1922 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mustafa Baysal olan yazarına ailesi Romanya’dan göç etti. Annesi doğduktan kısa bir süre sonra vefat etti. Babası ise annesinin ölümünden sonra bir daha evlenmiş ve oldukça zengin bir tüccar olmuştur. Çocukluğu Adapazarı’nda büyükbabasının yanında geçti. Büyük babası Türk Ticaret Bankasının kurucuları arasında yer almaktadır. Baysal okula Adapazarı Rehber-i Terakki İlkokulu’nda başladı ancak 2 gün sonra büyük babası onu Saint Joseph’e göndermeye başladı. İlk, orta ve liseyi Saint Joseph Lisesi’nde okudu.
faikbaysal
11 yaşındayken çok sevdiği babaannesini kaybeden yazar bu olaydan çok etkilenir. Bunun üzerine 1935 yılında ilk şiiri olan Yapraklar’ı kaleme alır. Ve bu şiiri Gündüz dergisinde yayınlanır.

1939 yılında liseden birincilikle mezun olan yazar bir yandan ekonomik sıkıntılarla mücadele etmiştir. 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli gazetelerde, şirketlerde, ansiklopedilerde çevirmenlik ve yine çeşitli liselerde Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yaptı. İkinci Dünya Savaşı boyunca yedek subay olarak orduda görev alan Baysal, Meydan Larouse’un çalışmalarına katıldı.

1944 yılında ilk romanı Sarduvan’ı yayınladı. Bu sırada yazar askerlik görevini yerine getiriyordu. Daha sonra çok sayıda şiir, öykü ve roman kaleme aldı. Sarduvan romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, 1968 yılında yayımladığı Sancı Meydanı’yla Sait Faik Hikaye Armağanını kazandı. Fransızcadan birçok çevirisi bulunan Faik Baysal 1945 yılında evlendi ve bu evlilikten iki çocuk babasıdır.

1955 yılına kadar eser yayımlamayan Faik Baysal 1955 yılında ilk öykü kitabı olan
Perşembe Adası’nı yayımladı. 1957 yılında şiirlerini “İlk Defa” adlı kitapta toplamıştır. 1943 yılından itibaren genel olarak Varlık dergisinde şiir, hikâyelerine, gazetelerde tefrika romanlarına rastlanan Faik Baysal, konularının büyük bir bölümünü büyükbabasının yanında çocukluğunu geçirdiği Adapazarı ve çevresindeki köy ve kasabalarında, İstanbul’un kenar mahallerinden aldı. Sefalet ve serseriliklere kaymış insanların hayat dramlarını incelemiş olan Faik Baysal, sigara tiryakisi olduğundan dolayı akciğer kanserine yakalanmış ve 9 Aralık 2002 günü vefat etti.

Daha çok öyküleriyle tanınan yazar Faik Baysal, köy ve kasabada yaşayanları, İstanbul’un kenar semtlerinde oturanları gerçekçi bir biçimde betimleyen eserler ortaya koymuştur. Öykü ve romanlarında, toplumsal bozuklukların sebebini genel olarak dış etkenlere değil, insanların doğasına bağlamıştır.

Yazar şiirle adım attığı edebiyata öykü ve romanlarıyla devam etmiştir. “1940 Kuşağı” içinde yer alan yazar özellikle 1944 yılında yayımlanan ilk romanı Sarduvan, ile büyük beğeni topladı. Romanın yeni basımındaki sunuş yazısında, Faik Baysal; “Roman büyük gürültü kopardı ve sonunda edebiyat kazandı,” demiştir. Bu ilk roman, Baysal’ın bundan sonraki edebiyat yolu için bir kilometre taşı olur.
Bu romandan sonra kazandığı başarıyı diğer edebi türlerde de devam ettiren Baysal, bütün eserlerinde kendi hayatından konular seçmiştir. Eserlerinde kullandığı Türkçe her zaman dikkat çekmiştir.

Roman ve öykülerinde gerçekçi tavrıyla ön plana çıkmış olan Baysal, Türk yazarların etkisinde kalmadığını ifade ederken, Rus romanının büyüklüğünü de bilahare belirtmiştir. Yazarın eserlerinde bir mesaj vermek istediği görülmektedir.

1957 yılında yayımladığı ve onun en çok ses getiren eserlerinden biri olan ikinci romanı Rezil Dünya, yazarın başarısını pekiştirmiştir. Baysal köykent kavramlarının edebiyatımızda tartışılmadığı bir ortamda, toplumcu bir bakış açısıyla yalın gerçekçilik savının roman ve öyküde nasıl biçim alabileceğini gösterebilen bir üslup geliştirmiştir. Bu eseriyle komünist damgası yemiştir.

Öykülerinden sonra romancılığa ağırlık veren yazar, 1972 yılında “ Drina’da Son Gün” adlı romanını yayımladı. Bu eserde 2. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya’daki Türklerin yaşadıklarını kaleme almıştır. Aynı zamanda ülkemizde ilk bilimkurgu senaryosunun sahibi olan yazar 1972 yılında yazdığı “Kavanozdaki Adam” adlı oyunu 1987 yılında TRT’de 5 bölüm olarak kameraya alınmıştır.

Faik Baysal kuşağının edebiyatını var eden, gelenekselle modern arasındaki çizginin önünü açan, düzyazıda yeni bir dil kurup biçim geliştirerek, farklı bakış açılarının edebiyatı nasıl zenginleştirebileceğini gösteren bir yazar olarak edebiyattaki yerini almıştır.

Şiirleri:
1- İlk Defa (1957),
2- Uyyy (1986),
3- Beyaz Şiirler (1990),
4- Ayın Ucunda (Seçme şiirleri, 1994).
Öykü Kitapları
1- Perşembe Adası (1955),
2- Sancı Meydanı (1968),
3- Babasının Oğlu (1977),
4- Nuni (1985),
5- Militan (1986),
6- Tota (1991),
7- Güller Kanıyordu (1992),
8- Ilgaz Teyze Öldü (1993),
9- Kırmızı Sardunya (Perşembe Adası ve Sancı Meydanı birlikte, 1997),
10- Elleri Sesimin Rengindeydi (1999),
11- Terlikler (1998),
12- Beni Bırakma Doktor (2000).
Romanları:
1- Sarduvan (1944; ilk baskıda sakıncalı bulunup çıkarılan 100 sayfalık kısmın eklenmesiyle yeni basımı, 1993),
2- Rezil Dünya (1955),
3- Drina’da Son Gün (1972),
4- Ateşi Yakanlar (1996),
5- Voli (1998),
6- Madam Bambu (2002).

Bir Cevap Yazın