Epistemoloji nedir?

Yalnızca insanın düşünceleri ile sınırlı olan ve bilimin temel kaynağı olarak kabul edilen felsefenin en önemli alt dallarında biri olan Epistemoloji, bilginin doğal yapısını inceler ve bu nedenle de “bilgi felsefesi” olarak da anılır. Bilginin yapısı kadar bu bilginin nereden geldiğini yani kaynağını da inceleyen Epistemoloji ayrıca ilgili içeriğin kapsamını da titizlikle araştırır. Antik Çağ’dan itibaren özellikle Eski Yunanlı filozofların evrenin “salt maddesi” hakkındaki saplantıları, yıllar boyunca birçok tartışmaya neden olmuş ve çoğu zaman da evrenin salt maddesini açıklamada metafiziğe başvurulmuştur. İşte bu dönemden itibaren filozoflar evreni anlamak için sorduklarını soruların cevaplarını sorgulamaya başladı ve böylece bilginin kendisini ve kaynağını araştıran Epistemoloji ortaya çıktı.

Evrenin varlığına dair yüzyıllar boyunca birçok farklı fikir üreten filozoflar geniş kapsamlı tartışmalara girmiştir. Her filozofun farklı düşüncelere sahip olması genel bir fikir çelişkisine neden olduğundan, devam eden dönemde düşünürler akıl ve bilgiye yönelmeye başladı. Akıl yürüterek bilginin içeriğini sorgulayan insan, böylece bilginin güvenilirliğini de sorgulayabilir hale geldi. Herhangi bir kaynaktan elde edilen bir bilginin katıksız doğru kabul edilmesi yerine akıl yürütmeye başlayan insanoğlu, bilginin doğruluğuna dair çeşitli sorular yönelterek içeriğin kendisi kadar kaynağının doğruluğunu da araştırmaya başladı.

Tarihsel süreç içinde insanoğlunun üzerinde en çok kafa yorduğu felsefe alanlarından biri olan Epistemoloji, tanım konusunda da görüş farklılıklarına neden olmuştur. Epistemolojiyi basit bir kelime olan “öğreti” ile tanımlayan filozoflar olduğu gibi, “bilgi kuramı, bilginin özü veya bilginin bilgisi” şeklinde isimler de kullanılmıştır. Epistemoloji ilgili içeriğin sonuçları veya insan yaşamı üzerindeki etkileri yerine, bu bilginin doğasını araştırmaya yönelik kuramlar geliştirir. Ayrıca zaman içinde Epistemoloji felsefe dünyasında gelişerek, Agnoioloji gibi diğer alt dalların da oluşmasını sağlamıştır. Agnoioloji, Epistemoloji ile ilgili bir felsefe dalı gibi görünse de aslında daha çok “bilgisizliğin oluşumunu ve nedenlerini” inceler. Cehalet Bilimi olarak da bilinen Agnoioloji, yüzyıllar öncesinde şekillenmeye başlayan Epistemoloji ile gelişim göstermiştir.

Platoncu düşünce yapısı uzun yıllar boyunca Epistemoloji üzerinde etkili olsa da, Edmund Gettier’in 1963 yılında yaptığı geniş içerikli çalışması sayesinde Platon kuramının yetersiz olduğu kanıtlanmıştır. Epistemoloji gerçeklik tanımını, insan bilinci tarafından algılanamayan nesnel dünya varlıkları olarak yapar. Bir başka değişle gerçek, bizzat nesnenin kendisi olarak kabul edilir. Türkçede ve diğer birçok dilde gerçeklik kavramı doğruluk ile eşanlamlı olarak kullanılsa da, Epistemoloji doğruluğu bilginin özerk bir durumu olarak kabul eder. Felsefi açıdan gerçeklik ise, yalnızca nesnel dünyadaki varlıkların özelliği olarak tanımlanabilir. Bilgi ve nesnel varlıklar arasındaki bu fark, Epistemolojinin temel inceleme alanlarından olan doğruluk ile gerçeklik kavramlarını birbirinden ayırmaktadır.

Rahnansaika

 

Bir Cevap Yazın