Din siyaset ilişkisi nasıldır?

Yunanca’da din şöyle tarif edilir: Korku ile karışık saygı. Latince’de karşılığı (religio) Allah’a karşı saygılı bir bağlılık duygusu demektir.. Arapçada ise din; örf, adet, gelenek kullanılmakla beraber zorla isteğini yerine getirmek ,üstün olmak, yargılamak, anlamlarına da gelir. Türkçede siyaset ve politika kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Siyaset, Arapça kökenli bir sözcük olup at eğitimi anlamını taşır.din siyaset ilişkisi

Tarih boyunca en çok konuşulup tartışılan konulardan biridir din ve siyaset konusu. Ve toplumların dini bağlılıkları yüksekse bu konu daha bir önem arz etmeye başlıyor. Bazı ülkelerin devlet idarelerinde dini kurallar daha çok baskın görünmektedir. Şunu da ifade etmek gerekir ki, toplumda düzen ve nizamın olması, hem iç güvenlik ve emniyetin sağlanması hem de yasaların gereği gibi uygulanması mecburiyeti bir devletin olması gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor.

Din ile siyaset birbirinden çok ayrı kavramlarmış gibi görünüyor olsalar da bütün tarih boyunca insanın bulunduğu hemen her yerde var olmuşlar ve birbirlerini ciddi olarak etkilemişlerdir. Tarih incelendiğinde bir çok din savaşlarına sahne olduğu görülür.Yine aynı şekilde araştırıldığında dinlerin daha çok savaşlarla daha geniş coğrafyalara yayılma imkânı bulduğu görülür. Ortaçağ’da yani demokratikleşmenin olmadığı özgürlüklerin son derece kısıtlı olduğu dönemlerde dinler siyasal parti işlevi görmüşlerdir. Bu açıdan bakıldığından İslam dini de sadece bir din olarak değil, aynı zamanda bir devlet düzeni olarak değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. Çünkü İslam da kendi devletini kurmuştur. Bu nedenle de İslam tarihinde de bütün öteki dinlerin tarihlerinde olduğu gibi din kökenli olsun ya da başka amaçla olsun savaşlar büyük yer kaplamaktadır.

Din ile devlet arasında üç farklı ilişki olduğu kimi uzmanlarca belirtilmiştir. Din ile devlet arasındaki bu üç farklı ilişkiyi “ dine bağlı devlet sistemi” , “laik devletler”, ve “devlete bağlı din sistemi” olarak ele almışlardır. Bu şekilde değerlendirmeye göre laik devletler, dinle ile devlet işlerinin tamamen birbirinden ayrıldığı ve birbirlerinin işlerine kesinlikle müdahale etmediği devlet düzenleridirler. Dine bağlı devlet sistemi, ise devletin temel esaslarının dini kurallara göre belirlendiği ve yasalarının tamamen dine dayandığı devletlerdir. Devlete bağlı olan din sistemi ise, dinin, devlete büyük oranda bağlı olduğu ve devlet içinde belirli kurallara göre örgütlendiği devlet düzenidir.

Dünya tarihinde dine bağlı devlet sisteminin mevcut olduğunu görmekteyiz. Laik devletlerde ise tartışmalar devam etmektedir. Örneğin ülkemiz bu açıdan değerlendirildiğinde ne kadar laik olduğu tartışılmaktadır. Bu bütün Müslüman ülkelerde aynıdır.

Tarihimizde din kökenli inkılâplar büyük öneme haizdir. Özellikle saltanatın kaldırılması, eski sitemden lâik siyasal iktidar düzenine geçisin ilk ve en önemli aşaması olarak kabul edilmelidir. Osmanlı Devleti’nin siyasal ve dinsel iktidarı kaynaştıran siyasal iktidar düzeni, bu inkılap ile ilk kez bölünmekte, dinsel iktidar varlığını kısmen sürdürse bile, saltanatın kaldırılmasıyla siyasal gücünü yitirmiş tam anlamıyla kaybetmiştir.

Din- siyaset ilişkisi her dönem farklılıklar göstermektedir. Ancak günümüzde dini özgürlükler oldukça genişlemiştir. Daha laik toplum yapıları oluşmuştur. Dinin etkisi siyasi yapı üzerinde azalmıştır. Siyasete dini baskı altında tutmaktan vazgeçmiştir. Öylede olmalıdır.

Bir Cevap Yazın