Dehb nedir?

dehbDehb öncelikle kişinin kendini, ailesini ve toplumu ilgilendiren konularda çocukluk çağının en önemli sayılan psikiyatrik sorunları arasında yer almaktadır. Bunun erken teşhis edilmesi durumunda tedavi şansı daha yüksektir. Bunu başta eğitim ve sağlık alanında çalışan, çocukla ilgili alanlarda çalışan ve aileler tarafından bilinmesi önemlidir. Bu rahatsızlık dikkat eksikliğiyle, aşırı hareketlilikle ve dürtüsellikle tanımlanan üç belirtiden oluşmaktadır. Günümüzde hiperaktivite olarak adlandırılan bu sorunun sebepleri biyolojik kökenli olur.

Dehb belirtileri nedir?

Aşırı hareketlilik (Hiperaktivite): Çocukların hareketli ve enerjik olması son derece doğal kabul edilir. Çocukların koşması, düşmesi, gürültü yapması normaldir. Hiperaktivite çocuklar yaşıtlarıyla kıyaslandığında onlardan daha hareketli ve enerjiktir. Ancak hiperaktif çocukların hepsi kontrolsüz hareket etmez. Bu nedenle hiperaktivite oturamama, kıpırtılı olmak ya da oturmayı becerememek tanımına uygundur. Bu özellikle okul öncesi çağda 3-6 yaş arasındaki çocuklarda daha belirgin şekilde görülür. Bu çocuklarda olan koşuşturmaca, yerinde duramamak, koşturmak gibi özellikler dikkat çekicidir. Bunlar televizyon seyrederken, ders çalışırken bile yerinde duramaz. Yaşın ilerlemesiyle beraber hiperaktivite belirtileri azalma gösterebilir.

Dikkat eksikliği: Bu özellik çocuğun yaşına göre dikkat süresinin kısa olması, okuma, yazma gibi etkinliklerde dikkatin daha kolay dağılması anlamını taşır. Okul çağının gelmesiyle beraber öğrenmeye karşı ilgisizlik görülür. Ödev yapmazlar, ödevleri yapsalar bile ailenin ve öğretmenin zoruyla derslerini bitirebilirler. Her zaman bahane üretip, ders çalışmayı keserler. Yanlarında sürekli olarak birisini ararlar. Üstlerine düşen her şeyi zor bitirir, sürekli başka işlerle ilgilenirler. İşitsel dikkat güçlüğü çeken çocuklar sanki dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Kendilerinden istenilen şeyi defalarca tekrar ettirirler. Sınıfta dikkati dağıtırlar, her zaman başka işlerle meşgul olurlar. Yaşıtlarına kıyasla okuma yazma etkinliklerini daha geç yaparlar. Bunlarda hata yapmaları daha çok olur. Kelimeleri uydurur, eklemeler yaparlar. Unutkanlıkları yaygındır. Zamanı iyi yönetemez ve organize olamazlar. Çabuk sinirlenen, sıkılan, sorulara basit hatalar yapan cevaplarla karşılık verirler. Dikkat sorunu çeken çocuklar zevk alacakları işlerle uzun zaman ilgilenirler.

Kurallı öğrenmeye tepki verirler. Bu çocukların bir kısmı dikkat sorunu olduğu halde, ağır hareketli olabilir. Aşırı hareketli olanlar ise, ergenlikte durulabilir. Dikkat sorunu olan fakat ağır hareket eden çocukların aileleri bundan tedirginlik yaşayabilir. Bu çocuklar tembel ve sorumsuz gibi algılanıp, üzerlerine gidilir. Ailesinin bunu hastalık olduğunu bilmemesi halinde, baskı daha fazla olur. Çocukları aşağılamak, azarlamak, ceza vermek ve sert davranışlarda bulunma söz konusu olur. Bu tutum çocuğun geriye gitmesine sebep olur. Aileye tepki göstermek için, başarılı olduğu işleri bile yapmazlar. Ergenlikle evdeki sorun daha fazla artar. Ailesiyle bağları kopan, yaşam boyu sorunlu biri haline gelir.

Dikkatini yoğunlaştırmakta zorluk çeken çocukların planlı ve organize hareket etmesi zordur. Basit bir işe başlama ve bitirmede bile zorlanırlar. Ailesinin yardımı olmadan gideceği yerlere bile gecikmeli giderler. Özellikle okula giderken bu belirgin şekilde yaşanır.

Dürtüsellik: Çocuklar yaşamının ilk zamanlarında dürtüleri ile hareket eder. Bu dürtüleri aileleri ve sosyal çevrenin yardımıyla kontrol ederler. Dürtüsellik sonu düşünmeden harekete geçmektir. Bu etkiler çocukların sosyal uyumlarını bozar. Sabırsız olur, düşünmeden hareket eder ve direktifleri dinlemezler. Cesurdurlar ama hatalardan ders çıkarmazlar. Kendileriyle konuşursanız eylemin sonucunu bilir, sağlıklı yorum yapabilirler. Kendilerini durduramadıkları için, olmaması gereken eylemleri yapabilirler. Her çocuğun hatalı ve yanlış hareketleri olsa da, bunlardan ders çıkarıp hatalarını düzeltirler. Ancak dürtüselliği olan çocuklar ödül ve cezadan anlamadıkları için, olanlardan ders çıkaramazlar. Ailenin nasihat etmesi bile, çocukların hatalarını düzeltmesine etkili olmaz.

Bir Cevap Yazın