Burjuvazi nedir?

Burjuvazi kelime anlamı olarak “proletarya” yani işçi veya köylü sınıfına dahil olmayan ancak soylu özellikleri de olmayan, sosyal statüsünü tek özelliği olan zenginliğinden alan kişi manasına gelmektedir. Burjuvazi kavramı ile ilgili yakın tarih boyunca birçok tanımlama yapılmış ve günümüzde de bazı sosyologlar farklı tanımlamalarda bulunmaktadır. Sosyal açıdan statü belirleme amacıyla kullanıldığı kadar politik bir deyim haline de dönüşen burjuvazi, mülkiyet değerlerini her şeyin önünde tutan kişi manasında da kullanılır. Kişisel serveti haricinde etnik köken, beceri ya da bilgi açısından herhangi bir özelliği bulunmayan bu kişiler, “burjuva” olarak adlandırılmaktadır.

Fransız coğrafyasında ortaya çıkan bir deyim olan burjuvazi, soylu kesimin bir alt tabakasında yer alan ve soylulara yakın durarak işçi sınıfından farklı olduğunu göstermeye çalışan kesimi genellemek için kullanılmıştır. Fransız toplumu burjuvazi kelimesini tek gücü “paradan gelen” insanları alçaltıcı bir deyim olarak da kullanmıştır. Avrupalı toplumların Orta Çağ karanlığından çıkmasının ardından gelişen Rönesans ve Sanayi Devrimi sayesinde hızlı bir şekilde zenginleşmesi, işçi ve köylü sınıfı ile soylular arasında daha çok “ticaret ve mülkiyet alım satımı” ile uğraşan yeni bir kesimin doğmasına neden olmuştur.

Ticaret yaptığı halde bu insanlara burjuva denmesinin nedeni ise, ailelerinden kalan servet ile çok kolay bir şekilde toplu mal almaları ve tekel haline gelerek parayı rahat bir biçimde kazanmalarıdır. Bu nedenle burjuvazi bir nevi “hazır sermaye” manasında da kullanılır. Ancak Avrupa’da soyluların 19. yüzyılın ortalarından itibaren azalan gücü ve “serveti” burjuva kesimin daha da önem kazanmasına neden olarak, bazı burjuvaların soylulardan dahi daha yüksek konumlara gelmesine neden olmuştur. Böylece ülkelerin “yönetim kadrosunda” çok kolay bir şekilde yer bulan burjuvalar, birçok politik bağlantı da geliştirmiştir.

Sanayi Devrimi sonrasında işçi sınıfı ile burjuvazi arasında başlayan çatışmalar 1. Dünya Savaşı yıllarında tavan yapmış ve pek çok Avrupa toplumunda sosyalizm ve komünizm rüzgarlarının esmesine neden olmuştur. Nitekim bilinen insanlık tarihinin en acımasız diktatörlerinden biri olan Adolf Hitler, Alman işçi sınıfının burjuvaziye karşı olan nefretini “sosyalizm maskesi” altında sömürmüş ve halkın desteğini alarak milyonlarca insanın ölümüne neden olacak 2. Dünya Savaşı’nı bu şekilde başlatmıştır. Tıpkı Sanayi Devrimi sonrasında olduğu gibi günümüzde de modern teknolojinin bir gereği olarak küresel şirketler makineler yönetimindeki “otomasyon” üretimini desteklemekte ve bu nedenle de burjuvazi kavramı tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

Rahnansaika

 

Bir Cevap Yazın