Balıkçılık nedir?

İnsanoğlunun İlk Çağ’dan bu yana en büyük geçim kaynaklarından biri olan balıkçılık, en basit anlatımla deniz, göl ve akarsularda yaşayan balıkların avlanmasıdır. Dünya üzerinde bulunan su kütlelerinde yaşayan balıkların farklı teknikler kullanılarak avlandığı balıkçılıkta coğrafi koşullara göre farklı teknikler uygulanmaktadır. Balıkçılık su kütlelerinde yaşayan balıkların avlanmasıyla ilgili olduğu kadar ahtapot, midye, karides ve ıstakoz gibi canlıların avlanmasıyla da ilgilidir. Hatta yakın geçmişe kadar tamamen bilinçsizce yapılan balina avcılığı dahi balıkçılığın bir parçasıdır.

Balıkçılık doğal döngü içinde yaşayan deniz canlılarının avlanmasıyla olduğu kadar bu canlıların yapay bir şekilde üretilmesiyle de yakından ilgilidir. Yapay denizlerde veya havuzlarda üretilen balık ve diğer deniz canlıları, günümüzde balıkçılık sektörünün en büyük kollarından biri haline gelmiştir. Arkeologlar yaptıkları araştırmalarda M.Ö. 3 bin yılına tarihlenen kemikten yapılma olta iğneleri bulmuştur ki, bu kalıntılar insanların binlerce yıldır balık avladığını göstermektedir. Bu nedenle balıkçılığın neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir uğraş olduğunu söylemek mümkündür.

Balıkçılıkta yakalanan balıklar kadar bu balıkların sınıflandırılması da büyük önem taşır. Balıkçılar yakaladıkları balıkları kıyıya varır varmaz sınıflandırır ve taze tüketilmesi gerekenleri vakit kaybetmeden satar. Diğer balıklarsa buza yerleştirilir ve daha iç bölgelere gönderilir. Bazı balık türlerindeyse balıklar temizlendikten ve dilimlendikten sonra dondurulur ve bu şekilde iç kesimlere gönderilir. Dilimlenerek dondurulacak balıkların sınıflandırılmasından sonra bazı balıkların da filetosu çıkartılır. Fileto veya dilimlenmiş olarak tüketime hazır hale getirilen balıklar böylece tüketicinin doğrudan tüketimine hazır hale gelir.

Orkinos yani ton balığı, sardalye, som balığı ve hamsi gibi balık türleriyse konservelik olarak sınıflandırılır. Balıkçılık sektöründe bu balıkların avlanması kadar konserve yapılması da oldukça önemlidir. Konservelik sınıflandırılan balıklar yakalandıktan sonra hızlı bir şekilde temizlenir ve konserve olarak işlenmek üzere hazır hale getirilir. Ülkemizde fazla uygulanmasa da bazı ülkelerde mezgit, morina ve ringa gibi balık türleri temizlendikten ve dilimlendikten sonra tütsülenir ve bu şekilde tüketime hazır hale getirilir. Türkiye’de torik olarak bilinen palamutların “lakerda” yapılması da balıkçılık sektörünün önemli kollarından biridir.

Uskumrunun tuzlanarak çiroz haline getirilmesi, hamsi balıklarının pişirilerek un haline getirilmesi ve balıkların işlenerek yem veya gübre haline getirilmesi gibi birçok uygulama balıkçılık sektörünün önemli kolları arasında yer alır. M.Ö. 3000 civarında Çin’de ve Mısır coğrafyasında balıkların tuzlanarak saklanmasından günümüze dek geçen süre zarfında insanlar balıkçılık sektörünü sürekli geliştirmiş ve böylece birçok farklı balık türünün uzun süreli kullanımına imkan sağlayan teknikler geliştirilmiştir.

 

 

Bir Cevap Yazın