Bahar nezlesi nedir?

Bahar mevsiminin başlaması ile nezlesi ya da grip hali geçmeyen çocuklar anne ve babalarını oldukça endişelendirmektedir. Hatta bazı çocuklar bu üst solunum yolu enfeksiyonu bulgularının yanında baş ağrısı, iltihaplı burun akıntıları ve geceleri artan öksürükleri ile sinüzit teşhisi alır ve antibiyotik gibi tedaviler alırlar. Bunları yineleyen nezle yakınmaları ve teşhisleri takip eder. Verilen ilaçlar antialerjikler olduğu için fayda görürler. Ancak bu yakınmaları devamlı tekrarlar durur. Ancak anne baba çocuklarının öksürükleri başta olmak üzere yakınmalarından son derece üzgün ve bir şey yapamadıkları içinde suçluluk duygusu yaşarlar.
bahar-nezlesi
Çocuğun alerjik şikayetlerinden dolayı derslerinde yaşadığı verimsizlik ve başarısızlık artmaktadır. Aslında tüm bu yakınmaların sebebi tıbbi adıyla “alerjik rinit” ve halk arasında bahar nezlesi, saman nezlesi, alerjik nezle vs olan üst solunum yolu alerjisidir. Ancak bu yakınmalara yol açan başka etkenler de mevcuttur. Ancak bu durumlarda ön planda olan her daim alerjidir. Ancak unutmamak gerekir ki anne babaların gördükleri ve yaşadıkları bu yakınmaların yanı sıra gerçekte alerjik rinit hastalığı yalnızca hapşırma, burun akınıtısı ve gözlerde yanma gibi şikayet ve bulgular ile sınırlı değildir. Hastalığa yakalan çocukların % 70 ve 80’ininde göz alerjisi de vardır. Bundan dolayı bu çocuklarda “alerjik göz nezlesi” de vardır ve bazen oldukça ciddi sorunlara yol açabilir.
Saman nezlesi veya bahar nezlesi en sık rastlanan bahar alerjisidir. Burun, boğaz ve hatta gözde kaşıntı, sık sık hapşırma, geniz akıntısı saman nezlesi ya da alerjik rinitte rastlanan ciddi yakınmalardır. Hapşırma kişilerin günlük yaşantısını etkiyecek kadar yoğunlukta olabilir. Alerjik rinitte sık sık kuru öksürük, nefes darlığı gibi bazı astım belirtileri de eşlik etmektedir.

Astım da genellikle bahar aylarında şiddetlenebilir. Nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum, göğüste tıkanma hissi bir takım astım belirtileri olabilir. Genel olarak bu belirtiler nöbetler halinde kendisini göstermektedir. Kendiliğinden ya da tedavi ile tamamen kontrol altına alınır. Bahar mevsiminde ağaç ve çim poleni haricinde kedi-köpek tüyleri, iyi havalanmayan evlerde oluşan küf mantarı ve ev tozu akarı da astım belirtilerini arttırmaktadır.

Vücudumuzda alerjik reaksiyonların meydana gelmesine yol açan maddelere “alerjen” adı verilmektedir. Polen, küf, toz, hayvan tüyü, akarlar v.b. maddeler alerjen olarak kabul edilmektedir. Alerjenler burun ve gözlerde bazı biyokimyasal reaksiyonlara, salgılara sebep olurlar. Bunlardan biri de histamindir. Histamin vücut sıvılarının damarlardan dokulara sızmasına sebep olmaktadır. Bu da vücutta genellikle gözlerde yaşarma, kızarıklık, kaşıntı, burunda tıkanıklık ve akıntı, akciğerde de sekresyon artışı, öksürük, hırıltı vb. durumlara yol açmaktadır.
Aslında alerjik hastalıklar hemen hemen her mevsimde görülebilir. Örneğin alerjik astımın en önemli nedeni evde halı, kilim ve benzeri tüylü eşyalarda üreyen akarlardır. Bunlar ev tozuna karışarak solunan havaya karışıp nefes alıp vermes sırasında bronşlara gider. Akar alerjisi daha çok kış ayında görülür ve alerjik astım nedenidir. Ancak alerjik rinit sebebi olan alerjenler daha çok polenlerdir. Bunun iki sebebi vardır. Birinci sebebi polenler bahar aylarında ot, çicek ve ağaçların çiçeklerinin açması ile atmosfere yayılırlar. Yani polene duyarlı hastalar bu mevsimde alerjik oldukları madde ile karşılaşırlar. İkinci sebep ise polenlerin sıklıkla burun ve göz bulgularına neden olduğudur. Bunun da sebebi polenler büyük çapa sahip olmalarıdır. Burnumuzun en önemli görevi havayı süzmek, ısıtmak ve nemlendirmektir. Bundan dolayı polenler burundan geçerken süzülürler ve böylelikle burun duvarlarına yapışırlar. Bu yapışma neticesinde orada bir alerjik iltihap gelişir ve bu mikrobik olmayan iltihap hastalık bulgularına neden olur.

Bahar süresince yaşanan grip vb semptomları tümüyle engellemek mümkün olmasa da, azaltmak mümkündür. Bunun için hastaların şu hususlara dikkat etmesi gerekir:
1- Polenlerden mümkün olduğu kadar uzak durmak.
2- Evinizde, en çok zaman geçirdiğiniz odalara, HEPA adı verilen hava temizleme filtrelerinden taktırınız.
3- Anti-alerjik yataklar temin ediniz. Haftada 2 kere yastık ve çarşaf kılıflarınızı değiştirmenizi tavsiye ederiz. Halılarınızı, fayans ve ahşap zeminler ile değiştiriniz.
4- Alerjiniz önüne geçilemeyecek bir düzeye ulaştıysa, doktorunuza başvurarak, alerji testleri yaptırınız ve ilaç tedavisine başlayınız.

Bir Cevap Yazın