Atatürk dönemi dış politikası nasıldır?

Mustafa Kemal Atatürk sömürgecilik temelli bir politikadan uzak durmuştur. Bütün halkların bağımsızlığına gösteren bir liderdir. Bu manada bütün dünya liderlerine örnek olmuştur. Dönemin gazetelerine bakıldığında Mustafa kemal Atatürk’ün ne kadar saygı duyulan bir lider olduğunu görebiliriz. Mustafa Kemal’i bütün ulusların gözünde değerli kılan en önemli etken kendi milletinin bağımsızlığı için çok zor şartlar altında vermiş olduğu kurtuluş mücadelesi ve devletini çağdaş yapmak adına yaptığı köklü reformlardır. Mustafa Kemal bu reformları yaparken bile diğer devletlerden faydalanma yoluna gitmiş, onlarla iyi ilişkiler kurmuştur.
Atatürk dış politika’yı dört düşünce üzerine kurmuştur. Bu düşünceler
1- Gerçekçilik
2- Tam Bağımsızlık
3- Barışçılık
4- Akılcılık
1-Gerçekçilik: Mustafa Kemal Atatürk dış politikada gerçekçiliği ön planda tutmuştur. Maceradan uzak durmayı hedef olarak koymuştur. Maceracı politikanın hiçbir zaman fayda sağlamayacağının farkındaydı. Bu yüzdendir ki hep planlı hareket etmiştir. Gerçekçilik anlayışına uygun olarak, Türk halkının imkanlarını ve gücünü bilmek kadar, karşısında bulunan devletlerin de ne yapabileceklerini veya ne yapamayacaklarını doğru ve gerçekçi bir biçimde değerlendirmiş olup bunu dış politikanın vazgeçilmezi olarak görmüştür. Hiç şüphe yok ki bu gerçekçilik, dönemin şartları ne olursa olsun sonuna kadar direnmeyi öngören onurlu ve cesur duruştan taviz vermeyecek olan bir gerçekçilik anlayışıdır. Bu anlayışta kesinlikle teslimiyetçilik ve pes etmek yoktur.
2-Tam Bağımsızlık: Bağımsızlık ta ilk Türk devletlerin itibaren Türk halkının kanında dolaşan bir istektir. Türk halkları hiçbir zaman başkalarının egemenliği altında yaşamayı kendilerine yedirememişlerdir. Bu yüzdendir ki Mustafa Kemal Atatürk de tam bağımsızlığı ilke olarak kabul etmiştir. Mustafa Kemal diğer ülkeler ile olan ilişkilerde tam bağımsızlığın korunmasını hedeflemiştir. Osmanlı döneminde her açıdan dışa bağımlı hale gelen Türk halkı yeni kurulan bu devlet ile her anlamda tam bağımsız olmuştur. Siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal manada tam bağımsızlık hedeflenmiştir. Bu prensipten hareket ederek Milli Mücadele süresi içinde batılı devletler ile yapılmış olan bütün görüşmelerde gerekse Lozan Barış görüşmeleri sonrasında bağımsızlık ilkesine herhangi bir şekilde gölge düşürebilecek bütün konularda karalı hareket edilmiştir.
3-Barışçılık:Atatürk dönemi dış politikasının diğer önemli bir özelliği de barışı temel düşünce olarak benimsemesidir. Bunun en güzel örneği Kurtuluş Savaşı yıllarında verilmiştir. Savaş ortamı içerisinde bile barışçıl görüşmeler yolu ile barışın kurulması için her türlü çaba gösterilmiştir. “ Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü Atatürk’ün ne kadar barışçıl bir politika takip ettiğini göstergesidir. Bu ana yaklaşıma uygun olarak Bölgesinde mevcut barışı korumada üzerine düşen her şeyi gerçekleştiren Yeni Türk devleti pasif ve teslimiyetçi bir politika izlememiştir. Yani barış içinde insanların yaşaması için gerekli hazırlıkları yapmış, hata gerekirse barışın sağlanması için savaşa bile hazır olma kararlılığında olmuştur.
4- Akılcılık: Akılcılık ilkesine uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti her zaman uluslar arası hukuka bağlı kalmıştır. Atatürk dönemi Türkiye’sinin dış politika anlayışı ideolojik dogmalara, önyargılara dayalı saptamalara değil akıl zeminine oturtulmuştur. Uluslar arası ilişkilerde tarihi düşmanlık ve tarihi dostluk yerine değişmekte olan şartlar ve karşılıklı menfaat ilişkileri esas alınmıştır. Nitekim Atatürk bu yönde, toplumsal, siyasal ve ekonomik düzenleri çok farklı olan ülkeler ile dostluklar kurabilmiştir.

Bir Cevap Yazın