Anav kültürü nedir?

Bütün dünya tarihinin en köklü milletlerinden biri olan Türklerin yaşamış olduğu Orta Asya, MÖ 4500’lere kadar uzanan çeşitli kültürleri bünyesinde barındırmış bir bölgedir. Orta Asya birçok kültürün doğduğu yer olarak büyük önem taşımaktadır. Türkler uzun yıllar burada hayatlarını sürdürmüşlerdir. Burada görülen kültürlerden biri Anav kültürü’dür.
Anav-Kult
Anav, Batı Türkistan’da Aşkabad’ın (Bugünkü Türkmenistan’ın başkenti) yakınında bulunan küçük bir şehirdir. Anav Kültürü, ismini bu küçük Anav şehrinden aldığı söylenmektedir. Anav kentinde yapılmış olan kazılarda, MÖ 4500 yıllarına kadar uzanan çeşitli kalıntılar bulunmuştur. Anav Kültürü Orta Asya’nın en eski kültürü olarak kabul edilmektedir. Anav’da gün ışığına çıkarılmış olan kalıntılar, bu bölgenin çok önemli bir uygarlık yeri olduğunu ispatlar niteliktedir. Bu dönemde yaşamış olan insanların genel olarak tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, dokuma, seramik, madenden araçlar ve çeşitli süs eşyaları yaptıkları anlaşılmıştır. Anav’da çıkan kalıntılar içinde, Türkmen dokumalarında sıkça görülen işlemelerle bezenmiş olan seramik parçaları ve süs eşyaları dikkat çekicidir. Bu kalıntılardan anlaşıldığına göre Anav insanları daha çok kerpiç evlerde oturmakta, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktaydı. Kumaş dokumayı, toprak ve bakır eşya yapmayı bildikleri anlaşılmaktadır. Anav insanları keçi, koyun, sığır, deve, köpek gibi hayvanları da besliyorlardı.

Bu kültürün başlangıç aşaması, kazılarda bulunmuş olan eşyalara uygulanan karbon-14 elementinin radyoaktif yarılanma ömrü testlerine dayanılarak en eski MÖ 7000 ile MÖ 5000 yılları arasına tarihlenmektedir. Başka kaynaklara göre hatta MÖ 10000 ile MÖ 9000 yılları arasına tarihlenmiştir. Bazı tarihçiler tarafından Anav kültürü ile Ön Türkler arasında bağlantı olabileceği iddia etmişlerdir.

Ele geçen bir takım buluntulara göre Orta Asya hazırlık kültürlerinin Anav Kültürü ile başladığı tespit edilmiştir. Bati Türkistan’da Aşkabat yakınlarındaki Anav kentinden adini almış olan bu tarihi kültürün uzun bir dönem boyunca devam ettiği buluntulardan saptanmıştır. Kurgan adı verilen yeraltı mezarlarından çıkan bazı buluntularda, Anavların ölümden sonra hayatın devam ettiğine inandıklarını ortaya koymaktadır. Yine bu mezarlardan çıkan üçgen motifli halı ve kilimler, dokumayı bildiklerini açıkça ortaya koymaktadır. Mezarlarda buluntular: pişmiş topraktan içi siyah dışı kırmızı genelde sigrafitto tekniği kullanılarak yapılmış çeşitli seramiklerdir.

Anav kültürünün, Orta Asya’nın en eski kültürü olma özelliğini, yeni birçok buluntuya rağmen bugün de öyle kabule dilmektedir. Güneşte kurutulmuş olan tuğlalardan yapılan dört köşeli evleri, tahıl taneleri, sığır ve koyun gibi hayvanlara ait kemik kalıntıları ile yerleşik ve tarımcı bir kültüre sahip oldukları ispatlanmıştır. Öteki Orta Asya kültürlerini incelerken onları Anav katları ile karşılaştırmak, Türk bilimciler arasında bir gelenek haline gelmiştir.

Anav Kültürü, bazı Türk bilimciler tarafından Proto Türk (Ön Türkler, İlk Türkler) kültürü ile ilişkili olarak kabul edilmiştir. Bu kültürün, Türklerin ataları ile ilgisinin ne şekilde olduğu kesin bir biçimde ortaya konulamamış olmakla birlikte, çok sonraki dönemlerde bu bölgelerde yaşamış olan çeşitli Türk topluluklarının sanatlarında eski Anav kültürünün izlerinin görülmesi son derece dikkat çekicidir.

Anav, o dönemlerdeki Ön Asya (Sümer, Elam) ve Güney Asya’da (Hindistan’ın Mohenjo-daro ve Harappa kültür merkezleri) ve Uzak Doğu’da eserleri ortaya çıkarılmış olan çeşitli uygarlıklar arasında bir aracı veya onların ilk başlangıç merkezi olmuştur. Anav kalıntılarında ele geçmiş olan yakılmış cesetlerin kafataslarının brakisefal (yuvarlak) olmasını da “Anav’ın Proto Türkler’le olan ilgisi bakımından” ayrıca belirtmek gerekir.

Bir Cevap Yazın