AIDS hastalığı nedir?

Bağışıklık sisteminin işlevini yerine getirememesine neden olduğu için ölümcül kategoride değerlendirilen bir hastalık olan AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome, Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu) , bulaşıcı bir hastalık olduğu için insan yaşamı açısından büyük bir tehdittir. Cinsel ilişki, anne sütü ve plasenta, ortak şırınga kullanımı ve kan nakli yoluyla bulaşan AIDS hastalığı, ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde bilgisiz insanların zannettiği gibi dokunma ve hava yolu ile bulaşmamaktadır. AIDS hastalığı “HIV” (Human Immunodeficiency Virus, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) adı verilen bir virüs sebebiyle oluşmaktadır. Oldukça sinsi bir hastalık olan AIDS, bazı hastalarda 10 yıl kadar herhangi bir etki yaratmamakta ve kişide 10 yıl sonra AIDS belirtileri görülmesi üzerine hasta olduğu anlaşılmaktadır. Ancak HIV virüsünün bulaşmasının ardından AIDS hastalığının ne zaman görüleceği tamamen kişinin kalıtımsal özelliklerine, çevresel faktörlere ve nedeni henüz belirlenememiş diğer etkilere bağlı olarak değişmektedir.

HIV virüsünün bulaşmasının ardından geçen 3 ayın ardından yapılan ve ELISA (Enzyme Linked Immuno Sorbent Assay) olarak isimlendirilen AIDS testinin yapılması, kişinin AIDS olup olmadığına dair en doğru sonucun alınmasını sağlamaktadır. HIV virüsü insanların bağışıklık sistemine oldukça yavaş bir şekilde etki etmekte ve bu süreç içinde her geçen gün “vücudun en büyük savunma sistemi olan” bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla mücadele etme yeteneğini biraz daha azaltmaktadır. AIDS hastalığı kendi başına insanların ölmesine sebep olmanın ötesinde, bağışıklık sistemini devre dışı bıraktığı için kişinin enfeksiyonlar sebebiyle ölmesine neden olmaktadır. Kansere yakalanma ihtimalinin de muazzam derecede artmasını sağlayan HIV virüsü, en basit enfeksiyonların dahi ölümcül derecede büyük sağlık problemlerine dönüşmesini sağlayabilmektedir.

AIDS hastalarının birçoğu HIV virüsünün bulaşmasının ardından uzunca bir süre herhangi bir sağlık sorunu yaşamadığından, hastalığın erken aşamada teşhis edilmesi oldukça güçleşmektedir. Bu nedenle düzenli ELISA testi yaptırılması hastalığın ağır etkilere sebebiyet vermeden erken aşamada tespit edilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Özellikle çok eşli bir hayatı benimseyen ve korunmadan cinsel ilişkiye giren kişilerin AIDS ihtimaline karşı düzenli sağlık taramalarından geçmesi gerekir. AIDS hastalığıyla ilgili ilk vaka, 1981 yılında ABD’de rapor edilmiştir. Günümüzde de büyük çoğunlukla ortak şırınga kullanan uyuşturucu bağımlıları, korunmasız ilişkiye giren eşcinseller, çok eşli yaşayan ve korunmadan cinsel ilişkiye giren kişilerde görülen AIDS hastalığı, Birleşmiş Milletler 2004 raporlarına göre her yıl 3 milyon insanın yaşamına mal olmaktadır. Bu rakamlar 2004 yılına ait olduğundan günümüzde bu sayının daha da artmış olması söz konusudur. Ayrıca aynı tarihli Birleşmiş Milletler raporunda “dünya üzerinde 40 milyona yakın HIV pozitif insan olduğu ve ortalama olarak her yıl 5 milyon insanın HIV virüsü kaptığı” belirtilmiştir.

Bir Cevap Yazın