Adak nedir?

“Adamak” fiilinin çekimli hali olan ve “ad ya da at” kökünden türeyen adak kelimesi, adı ile sorumluluk almak veya adını vermek manasına gelir. Türk coğrafyasında “azah ve adah” gibi farklı şekillerde de kullanılan adak kelimesi, kişinin kendi adı üzerine yemin etmesi manasına da gelir. En basit anlatımla adak; herhangi bir isteğin Tanrı tarafından yerine getirilmesi için kişinin kendini Tanrı’ya karşı yükümlü kılmasıdır. Kişi istediği herhangi bir şeyin gerçekleşmesi halinde Tanrı için bir harekette bulanacağına yemin eder. Bu durum herhangi bir malın verilmesi olabileceği gibi, bir işin yapılması da olabilir. Burada kişinin adayacağı “adak”, tamamen kişinin Tanrı’ya karşı vereceği söze bağlıdır.

Osmanlı Türkçesinde “nezir” olarak kullanılan kelimesinin Cumhuriyet Türkçesindeki karşılığı olan adak, birçok farklı kültürde ve coğrafyada var olan bir olgudur. İbrahimi dinlerde Tanrı adına kurban verme olduğu gibi diğer birçok farklı inanışta da adak adama ritüelleri bulunur. Bu durum bazen bir hayvanın kurban edilmesi olurken, bazen de saçların kesilmesi ya da mumların yakılması da olabilir. Para ya da değerli eşyaların verilmesi de adak olabilir ve kişi verdiği söz kapsamında kendisi için kutsal olan varlık adına bu tür bir harekette bulunabilir. Dünya üzerindeki farklı coğrafyalarda birçok farklı kutsal varlık anlayışı olduğundan, çeşitli ritüellerin hakim olduğu pek çok ayinde de adak adama görülebilir.

Kutsal güçlerin olduğuna inanan ve insan hayatındaki olayların bu kutsal güçler tarafından idare edildiğine inanan toplumlardan tek tanrılı dinlere kadar farklı kültürlerde adak inancı bulunmaktadır. Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık kapsamında adak, kişinin Tanrı’dan bir şey istemesi ve bu dileğinin yerine gelmesi karşılığında Tanrı adına bir eylemde bulunacağına taahhüt vermesidir. Farklı kültürlerde de olsa adak adamanın çok büyük bir sorumluluk olduğu düşünülür ve kişinin dilediğinin yerine gelmesi halinde sözünde durmaması büyük bir olumsuzluk olarak görülür. Adak Heykeli olarak bilinen figürlerin de bulunduğu geçmiş medeniyetlerde de adak adamanın sosyal yaşamın bir parçası olduğu bilinmektedir.

Bizzat Tanrı’ya karşı verilen bir söz olduğu için kişinin adak eylemini muhakkak yerine getirmesi gerekir. Türk kültüründe en yaygın görülen adak adamaları Tanrı adına kurban kesmek ve adak sadakası dağıtmaktır. İslam kültüründe oruç tutmak da bir tür adak olarak kabul edilir ve kişi dileğini yerine getiren Allah’a sözünü tutmak ve şüphesiz O’na şükür etmek için önceden belirttiği gün kadar oruç tutabilir. Kişilerin birbirlerine verdikleri sözlerde dahi her zaman sözün tutulması gerektiğini söyleyen İslam için bizzat Allah’a verilen bir sözün yerine getirilmesi ise çok büyük önem arz eden ve muhakkak taahhüdün yerine getirilmesi gereken bir konudur.

Bir Cevap Yazın